21 Ağustos 2016 Pazar

Kamboçya

Hala Ho Chi Min City'de, uçağın içerisinde bekliyorum. Bunu fırsat bilerek, Kamboçya ile ilgili bazı notlarımı ileteceğim. 


Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Kamboçya ilk fırsatta tekrar ziyaret edilecek yerlerin başında geliyor. İnsanlar, diğer Asya ülkelerindeki gibi çok güler yüzlü ve kalender. Ve diğer Asya ülkelerinde olduğu gibi insanlar, burada da çok zulüm görmüş. 1960'lı yılların başında Asya bölgesinin en gelişmiş ülkesi olarak, Güney Kore'ninkinden daha yüksek kişi başı gelire sahip olan Kamboçya, 1970'lerdeki sözde kızıl rejim olan Kimer Rouge rejimi ile hızla düşüşe geçmiş. Bu dönemde, tarihi eserler yok edilmiş, okullar ve üniversiteler talan edilmiş ve 2 milyon insan öldürülmüş veya fakirlikten, fazla çalışmaktan veya hastalıktan ölmüş. Kral, bu sırada 3 yıl hapiste tutulmuş, daha sonra Washington'a sığınarak, soykırım ile ilgili Birleşmiş Milletler’e suç duyurusunda bulunmuş. Kimer Rouge rejiminin sonuna doğru Çin ve Kimer baskısından korkan Vietnam'ın Kamboçya'nın topraklarını işgal etmesi de Kimerlerin yani Kamboçya halkının derdine dert eklemiş. Burada konuştuğum bir Türk, insanların korkunç hikâyeler anlattıklarını ve bir tanıdığının şu an Avrupa Birliği İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargılanan Kızıl Kimer temsilcilerine gidip, "biz size ne yaptık ki, ne silahımız vardı ne de bir gücümüz. Bizden ne istediniz" diye sormak istediğini anlattı. Kızıl Kimerlerin, binlerce insanı öldürdüğü ölüm tarlaları, şu an turistlerin ziyaretine açılmış durumda.

Tüm bunlara rağmen veya bu yaşanılanların da etkisiyle Kimerler, çok kalender ve saygılı bir halk. Size selam veriyorlar, gülümsüyorlar, siz yürürken mutlaka yol veriyorlar. Aslında biraz da mahcubiyetleri var. Sanki hep suçlanmış gibi. Mesela, otelde kapım bozuldu ve kapıda kaldım. Görevliler o kadar üzüldüler ki, onları rahatlatmak için ne diyeceğimi bilemedim.

 Phnom Penh’de çok sayıda motosiklet bulunuyor ve motosikletlerin çektiği, üç tekerlekli tuktuklar her yerdeler. İnsanlar, motorlara ailece biniyorlar. Çocuklar ve bebekler genellikle anne ve babanın ortasında sıkışıyor. Motorda uyuyan ve emen çocuklar bile gördük. Kimse yadırgamıyor.

Phnom, tepe demek. Penh ise çok güçlü bir kadının adı. Kamboçya'da anaerkil bir yapı var. İlk yöneticisi zaten kraliçeymiş. Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olan Angkor Wat tapınağının bulunduğu Siem Reap'e maalesef gidemedim. Siem Reap'ın da bir anlamı varmış. Thailer yani Siamlar, Angkor Wat’ı işgal etmiş ancak Kimerler tarafından yenilgiye uğratılmışlar. Kimerler de onlara Siem Reap yani “Taylandılar yerle bir oldu” demişler. Bu şehrin adı da Siem Reap olarak kalmış.

Angkor Wat, Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor. 12. Yüzyılda Hindu tapınağı olarak inşa edilmiş, sonra Budist tapınağına çevrilmiş. Angkor Wat, ‘Tapınaklar Şehri’ anlamına geliyor. Angkor Wat’ın resminin yer aldığı Kamboçya bayrağı, dünyada üzerinde bir yapı bulunan tek bayrak.

Kral kısa bir süre önce ölmüş. Yerine Çek Cumhuriyeti’nde bale eğitimi alan oğlu geçmiş. Gay olduğu söyleniyor. Hem krala, hem kraliçeye çok saygı duyuyorlar. Royal Palace'ı dışarıdan görebildik. Zaten kral ve annesi Çin’delermiş.

Ülke turizmi, birbirinden güzel tapınakları ve doğası sayesinde hızla gelişiyor. Kral ölmeden önce turizme çok önem verir, yerel halkı sık sık toplayarak ülkelerine gelen yabancılara hep gülümsemelerini nasihat edermiş.

Şimdiye kadar gördüğüm en güzel çocuklar buradaydı. Sevimli, parlak kara gözlü, hafif koyu tenli, siyah ve düz saçlı bu çocukların yüzünden gülücük eksik olmuyor. Zaten biraz da bu yüzden sanırım, ülkenin fakirliğinin de beraberinde getirdiği çaresizlik ve yeni ekonomik gelir kapısı arayışları sonucunda, dünyadaki uluslararası evlat edinme veya çocuk trafiğinin başoyuncuları maalesef bu Kamboçyalı çocuklar. Çocukların dar gelirli aileleri tarafından, para karşılığı yerel yetimhanelere teslim edilmeleri, daha sonra uluslararası ağlar ve web siteleri kanalıyla bu çocukların çeşitli ülkelerde bulunan ailelere verilmesi sürecine aracıların ve bolca rüşvet alan kamu görevlilerinin dahil olması ile baş rolde masum çocukların yer aldığı ve belki iyi niyet ile başlayan bu sistem, uluslararası insan trafiğine dönüşmüş. Unicef’in konuya dahil olması ve gelişmiş ülkelerin bir kısmının Kamboçya’dan evlat edinmeyi yasaklaması ile Kamboçya Hükümeti, 2009 yılında bu sistemi askıya alma kararı almış. Kamboçya, 4 yıl boyunca Unicef’in de desteğiyle gerekli, şeffaf bir mekanizmayı kurduktan sonra 2014 yılında sisteme tekrar devam edileceğini duyurmuştu. Ne kadar şeffaf bir sistem kurulduğunu anlamak mümkün değil maalesef. Kamboçya’dan evlat edinme ile ilgili düzinelerce web sitesine rastlamak mümkün. Kamboçya’da oldukça aktif olan bu sektör, aslında tüm dünyada milyarlarca dolarlık bir endüstriye dönüşmüş durumda.

Bu arada Asya Bölgesi'nde uçmadığım havayolları kalmadı. Jet Airways, Sri Lankan Airlines, Bangkok Airlines, Thai Airlines, Vietnam Airlines, Malaysian Airlines, Laos Airlines, Emirates Airways ve en son da Ortadoğu’dan Katar Havayolları. Uçağımız sonunda kalkıyor, görüşmek üzere.


1 Mart 2013, Ho Chi Min

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder