29 Ekim 2016 Cumartesi

Diwali, Rajasthan’dan Ezgiler ve Nusrat Fateh Ali Khan

Bugün Diwali… Her yıl sonbaharda kutlanan, Hinduların Işık Bayramı… Diwali veya Dipawali, karanlığa karşı ışığın, kötülüğe karşı iyiliğin, cehalete karşı bilginin, umutsuzluğa karşı umudun zaferi anlamındadır ve Hindistan başta olmak üzere Hindu nüfusun yoğun olarak yaşadığı ülkelerde, resmi bayram olarak kutlanır. Diwali süresince, evler, binalar, sokaklar ve tapınaklar ışıl ışıl aydınlatılır. İnsanlar, en yeni, en güzel kıyafetlerini giyer ve aileleri ile birlikte pujaya, yani bereket ve bolluğun tanrıçası Lakshmi’ye dua edilen ayinlere katılır. Lakshmi’nin Diwali boyunca tüm dünyayı dolaştığına ve kendisini misafir edecek evler aradığına inanılır ve bu nedenle evlerin kapıları açık bırakılır.  Diwali, her bölgede ve mezhepte ayrı yorumlanır ve törenlerin asıl öğesi ışık olsa da kutlamalar yöreye ve mezhebe göre farklılaşır.

Ne de olsa, dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan, etnik, dini ve kültürel farklılıkların mozaiğidir. Nasıl her bölgede Diwali’nin kutlanışı farklılık gösteriyorsa, müzik de kendine has özellikler taşır.

Hindistan’ın en büyük eyaleti Rajasthan, Pakistan sınırında, Hindistan’ın kuzeybatısında bulunur. Rajasthan’da Diwali, ışıklarla, çiçeklerle, tütsülerle kutlanır ve eyaletin en büyük bayramıdır.

Rajasthan'ın müzik kültüründe Müslüman nüfusun etkisi büyüktür. Langha ve Manganiar, Rajasthan’ın halk müziğinin temsilcisi, tınıları ve ritmleri küçük farklılıklar ile birbirinden ayrılan, geleneksel iki Müslüman müzisyen grubudur. Müziklerinde, sufi makamlarının etkisi hissedilir. Langhalar ve Manganiarlar, Müslüman olsa da, şarkıların çoğu Hindu tanrıları ile ilgilidir ve özellikle Diwali bayramı için yazılan, coşkulu şarkıları vardır.

Tek telli, antik bir çalgı olan Ravanahatha çalan müzisyenler yani bhopalar tarafından seslendirilen, uzun dini hikâyeleri içeren ilahiler ve yılan oynatıcıları yani Sapera denilen Romanların müzik ve dansı da Rajasthan’ın geleneksel halk müziğinin önemli öğeleridir.

Panihari ise Rajasthanlı kadınların müziği ve dansıdır. Uçsuz bucaksız çöllerin olduğu bölgede nadir bulunduğu için oldukça değerli olan su kaynaklarına uzaklardan gelip, testilerini dolduran kadın anlamına gelir Panihari. Bu yüzden, nehirlerin akışını ve suların şırıltısını andıran Panihari’nin sözlerinde de bol bol su ve yağmur geçer. Şarkılarında, aşkı, özlemi, hayalleri, umutları ve umutsuzlukları anlatırlar.

Trishna da, yoksulluk ve zor doğa şartlarına ayak uydurmaya çalışan Rajasthanlı bir genç kızdır. Thomas Hardy’nin Kaybolan Masumiyet romanından, İngiliz yönetmen Michael Winterbottom’ın sinemaya uyarladığı filmin, “Trishna”nın ana karakteri… Hayatı aşk ve sosyal statünün getirdiği zor yaşam şartlarının yanı sıra, geleneksellik ile küreselleşme arasına sıkışmış algılar ve hayaller ile paramparça olan, sonunda da bir felakete sürüklenen Trishna… Günümüzün Panihari’si…

Filmin bence en dokunaklı bölümlerinden biri, Trishna’nın çalışmak ve ailesine para göndermek için amcasının yanına, şehir merkezine yolculuğa çıktığı sahnedir. İşte tam burada, Pakistan ve Hindistan Müslümanlarının tasavvuf müziği “Kavvali”nin dünyadaki en büyük temsilcisi, Nusrat Fateh Ali Khan’ın sesi duyulur. Pakistanlı sanatçı, tüm dünyada gelmiş geçmiş en iyi seslerden biri olarak nitelendirilir. 49 yıllık yaşamına sayısız ödül, 40’tan fazla ülkede verilmiş konser, Peter Gabriel ve Pearl Jam’in solisti Eddie Vedder dahil olmak üzere yapılmış birçok düet ve çok sayıda büyüleyici performans sığdırmış Nusrat Fateh Ali Khan, Trishna’ya Sanson ki Mala Pe yani “Nefesinin Gül Bahçesinde…” ile eşlik eder.




2 Ekim 2016 Pazar

Malezya'nın Utangaç Pop Starı Yuna

Malezya'nın dünyaca ünlü olma yolunda hızla ilerleyen sanatçısı Yunalis Mat Zara'ai yani Yuna...

Kültürüne ve inancına özgü gelenekselliğinden vazgeçmeden, güzel sesi ve enstrumanları ile sahneyi dolduran Yuna, henüz 29 yaşında. 14 yaşından beri İngilizce ve Malayca şarkı sözü yazıyor. 20 yaşında hukuk öğrencisiyken sahne ile tanışıyor ve aynı yıl MySpace'te paylaştığı bir video ile ünleniyor. İlk albümünü, 2008'de yapıyor. 2011'de ise New York merkezli bir firma ile anlaşıyor ve onu tüm dünya ile tanıştıracak bir albüm daha çıkarıyor.


2011 yılından sonra, tarzı ve tınıları Batı müziğine kaymış olsa da sesinde ve melodilerinde Doğu'nun içtenliği, hassasiyeti ve mistisizm hala hissedilebiliyor. Popüler kültürün gerekliliklerini tamamen reddedemese de, yine de başörtüsünden, farklı giyiminden ve geleneksel duruşundan taviz vermiyor. Gelenekselliğine ve başörtüsüne verilen tepkilere ise kadın şarkıcıların cinsellikle özdeşleştirilmesi gerektiğini söyleyerek karşılık veriyor. Bir kadın olarak, en sevdiği işi kendinden taviz vermeden yaptığını ve başarılı olduğunu söylüyor röportajlarında gözlerinin içi gülerek. Yuna'nın cesur ve sağlam duruşu, Hollywood'un tüm dünyaya empoze ettiği klişeleri az da olsa sarsıyor. 


Yuna şu an Los Angeles'ta yaşıyor yabancı ve İslam karşıtı davranışlara üzülse ve Trump ve benzerlerinin nefret söylemleri direncini biraz kırsa da, yeni evinde çok mutlu ve güzel işlere imza atmaya devam ediyor.

Yuna, dünyaca ünlü modacı Jimmy Choo ile birlikte Malezya'nın turizm elçisi... Malezya Turizm Bakanlığı'nın 2015 yılında yayınladığı Malezya tanıtım filmine muhteşem sesi ile eşlik ediyor.